Finans sektöründeki şirketlerin rakipleri artık diğer finans şirketleri değil. Size şaşırtıcı gelebilir ama Starbucks Amerika Birleşik Devletleri’nin en büyük bankalarından biri haline gelmiş durumda. Bunun nedeni ise tamamen teknoloji.
Starbucks’ın adeta bir bankaya evrilmesinde iki teknolojik gelişme çok büyük rol oynuyor. Starbucks’ın “Starbucks Rewards” adını verdiği ve kullanıcıların kahve aldıkça yıldız kazandığı ve bu yıldızları biriktirerek ücretsiz kahve alma imkanınza sahip olduğu sistemin iki aracı Starbucks kartları ve Starbucks aplikasyonu. Bu araçlar sayesinde, müşteriler kahve almadan önce Starbucks hesaplarına para yükleyebiliyorlar ve kahve alırken bu parayı harcıyorlar. Böylece harcamalarının bir kısmıyla ücretsiz kahve kazanıyorlar. Aslında müşteriler ücretsiz kahvelerini yudumlarken, Starbucks önceden yüklenen bu toplu para ile ciddi miktarda faiz kazanıyor. İşte Starbucks’ı finans sektöründeki şirketlere rakip haline getiren de tam olarak bu. Tek tek bakıldığında küçük miktarlar olsa da, kartı ya da aplikasyonu olan tüm müşterilerin yaptıkları ön ödemenin toplamına baktığınızda, ortaya çok ciddi bir miktar çıkıyor.
Starbucks’ın 2009’da başlattığı bu sistem sayesinde Wall Street Journal’ın Market Watch’da yayınladığı verilere göre, sadece 2016 yılının ilk çeyreğinde Starbucks toplam 1,6 milyar dolar toplamış. Aşağıdaki grafikte de görebileceğiniz gibi, bu rakam Starbucks’ı finans devlerinin arasına sokmuş durumda.
Starbucks’ın ‘investor relations’ sitesinde açıkladığı rakamlara göre, 2018 yılında, Aktif Starbucks Rewards üyeliği Amerika Birleşik Devletlerinde %15 artmış ve 15.3 milyon kişiye ulaşmış. Bu rakamlara bakıldığında ödül sisteminin hala ciddi bir büyüme potansiyeli taşıdığını söylemek yanlış olmaz.
Sadakat sistemleri çoğunlukla alışveriş yapıldıktan sonra puan kazandıran ya da sadık müşterilere belli oranda indirim vaat eden sistemler. Çoğunda ön ödeme gibi bir sistem bulunmuyor. Amaçları sadece indirim vaadiyle sadık müşteriler yaratmak. Bu yüzden aslında ön ödeme alma fikri dahice! Çünkü insanlar belli bir miktar parayı Starbucks kartlarına ya da aplikasyonlarına yüklediklerinde, müşterilerin canı kahve çektiğinde Starbucks’ı tercih etmesi garantileniyor. Üstelik kartlara yatırılan para Starbucks’ın hesaplarına anında geçtiği için, ne zaman harcandığından bağımsız olarak Starbucks bu parayı istediği gibi işleterek faiz kazanabiliyor. ABD’de Starbucks’da yapılan alışverişlerin %40’ının bu sistem üzerinden yapıldığı düşünülürse, tüm avantajları bir yana, Starbucks bir işletme için en kritik olan sorunlardan birini, yani nakit akışı sorununu da bu şekilde çözmüş gibi görünüyor.
Starbucks Ödül Sistemini Değiştirecek mi?
Geçen yıl Starbucks kendi web sitesi üzerinden 16 Nisan 2019 itibariyle ödül sisteminde değişik yapacağını duyurdu. Amaç elbette programı daha çekici hale getirip, daha çok müşteriyi programa dahil etmek. Bu değişikliklerden bazıları şu şekilde:
• Müşteriler sisteme dahil olur olmaz yıldız kazanmaya başlayabilecek ve bir iki gün içinde kazandıkları yıldızları ücretsiz ürünlere dönüştürebilecekler. Yani bekleme süresi kalkıyor.
• Kazanılan yıldızlar çok daha farklı şekillerde harcanabilecek. Böylece müşterilere daha fazla seçenek sunuluyor.
• Ön ödeme yapan müşterilerin kazandığı yıldızlar için son geçerlilik tarihi olmayacak.
Özellikle son maddeden görebileceğiniz gibi, Starbucks ödül sistemine ön ödeme yapılmasını daha da teşvik etmek için yola çıkmış gibi görünüyor. Önümüzdeki yıllarda bu değişikliklerin nasıl paraya dönüştüğünü hep birlikte göreceğiz.
Sadakat sistemlerinin başlı başına bir gelir kaynağı olması, internetin hayatımıza yoğun bir şekilde girmesiyle mümkün oldu. Ön ödeme sisteminin ileride birçok şirket tarafından benimsenmesi sürpriz olmayabilir. Belki de yarının finansın devleri, beklenmedik sektörlerden çıkacak.
16 Nisan’da gelecek olan değişiklikleri merak ediyorsanız Starbucks tarafından çekilen videoyu izleyebilirsiniz.