Biri size 500 kilometrelik bir mesafeyi 1 saatte gideceğinizi söylese ne düşünürdünüz? Şimdiye kadar alışkın olduğumuz geleneksel ulaşım yollarını değiştireceği söylenen Hyperloop teknolojisi çoktan büyük yatırımcıların birbiri ardına hız rekorları kırmasına yol açıyor. TDK’nın uzun beyinfırtınaları sonucu “Hız Kovanı” adıyla Türkçeleştirdiği hyperloop saatte 1200 km’ye ulaşması beklenen hızıyla adının hakkını veriyor gibi görünüyor. Elon Musk’ın çalışmalarından biri olan hyperloop kısaca havası tamamen alınmış, düşük basınçlı bir tüpte, geliştirilmiş mıknatıslar sayesinde yerden 10 cm havada ilerleyen bir teknoloji aracı.

Hyperloop Nasıl Çalışır?

Hyperloop, hava araçlarının başardığı hızı yeryüzüne getiriyor. Sadece yolcu değil kargoları da taşıması planlanan hyperlook şehirler arasında yolculuğu saatlerden dakikalara kadar indirecek. Bu üst düzey hızlı ulaşım aracı ray ötesi sistem olarak tanımlanıyor ve ilk olarak 2013 Ağustos ayında ortaya çıktı. O zamandan bu yana hyperloop hakkında iyi haberler gelmeye devam ediyor.

Çağımızın dahisi olarak bilinen Elon Musk’ın “ulaşımın beşinci boyutu (diğerleri, uçak, tren, otomobil ve gemi)” olarak tanımladığı hyperloop tasviri ise şu şekilde: Hava şartlarından etkilenmeyen, kaza riski bulunmayan, ortalama olarak sıradan bir jetin iki katı kadar hız yapabilen, az enerji sarf eden ve 24 saat kesintisiz çalışabilmek için enerji depolayabilen bir ulaşım aracı tasarlamak.

 

Peki hyperloopun çalışma prensibi neye dayanıyor? Havası kısmen alınmış vakum tünellerin içinden geçen trenler düşünün. Trenlerin tamamen havasız tünellerden geçmesi imkansız, ancak yangın ve tüpün patlama  ihtimalini en aza indirmek için oksijen yerine asal gaz kullanılacak. Asal gaz içerideki hava ile dışarıdakinin basınç farkını azaltarak maliyeti düşürürken güvenliği artırıyor. Ayrıca daha önce de bahsettiğimiz gibi trenlerin havada seyahat etmesi için manyetik hava yastığı kullanılıyor. Buradaki çalışma prensibi biraz hovercrafta benziyor. Trenlerin burun kısmına yerleştirilen fan ve kompresör trenlerin yükünü hafifleterek ağır kargoların da taşınmasını mümkün kılacak. Böylece daha az elektrik harcanacak. Ayrıca tüplerin üzerine yerleştirilen güneş panelleri de trene enerji sağlayacak.

Hyperloop ile İlgili Gelişmeler Neler?

Fikri 17. yüzyıla kadar dayanan hyperloop çalışmaları Musk’ın şirketi Boring ile 2017 yılında Los Angeles’ta kazılan tünellerle başladı diyebiliriz. İlk olarak ABD’nin en çok kullanılan yolculuğu olan Los Angeles ile San Francisco arasında test edilmesi planlanıyor. Hyperloop geliştirme ekibinde dünyanın en iyi mühendisleri, teknoloji ve ulaştırma uzmanları çalışıyor. Hatta bazı şirketlerde hiçbir ücret almadan sadece şirket hissesi karşılığında hizmet veriyorlar. Bu yüzden başarılı olmaktan başka şansları yok. Musk’ın ortak olduğu Virgin Group şirketinin yanı sıra aynı teknolojiyle uğraşan ve büyük yatırımlar alan başka şirketler de var ve Musk bu rekabeti öncesinde zaten tahmin ediyordu.

Rakip şirketlerde çeşitli hız testleri devam ederken istenilen hıza ulaşıldı bile. Henüz tüp insansız test edilse de hyperloop’un yeni ulaşım aracı olması çok uzak görünmüyor. Testlerin yapılması ve rayların döşenmesi için Nevada’da boş bir arazi seçildi. Musk’a göre şehir içinde ışınlanmak gibi olan hyperloop teknolojisi sadece yolculara değil bisikletlilere, Tesla araçlara, elektrikli ve otonom araçlara da hizmet edecek. Hyperloopun ilk testi 2016 yılında Birleşik Arap Emirlikleri’nde yer alan bir çölde yapıldı ve istenen hıza ulaşıldı. Virgin şirketi 2017 yılında hyperloopun prototipini tanıttı. Bu prototipe göre saatte 1200 km hız ile her vagonda 10 ila 15 yolcu taşınacak. California’daki maliyetin fazla olması sebebiyle BAE’nin Dubai ile Abu Dhabi arasında sefer yapması planlanan hyperloop normalde 1,5 saat süren bu yolculuğu sadece 15 dakikaya düşürecek.

 

Bunun yanısıra, Virgin şirketi yakın zamanda Fransa’daki Ar-Ge merkezi yakınlarında bir test pisti inşa ettiklerini duyurdu. Yaklaşık 1 kilometre uzunluğunda olacak test pisti ABD dışındaki ilk test pisti olma özelliğini taşıyor. Şimdiye kadar toplamda 3 test pisti bulunuyor. Şirket bugüne kadar Amerika Birleşik Devletleri, Slovakya, Abu Dhabi, Çek Cumhuriyeti, Fransa, Hindistan, Endonezya, Brezilya ve Kore’de test pistleri inşa etmek üzerine anlaşmalar yaptı. Bu arada Musk’ın şirketi SpaceX de hyperloopun potansiyel olarak kullanabileceği ülkelerle bir araya geldi. Bu ülkeler arasında Meksika, İngiltere, ABD, Kanada ve Hindistan yer alıyor.

Çin ise bu teknolojiyi sadece toplu taşımada değil kişisel araçlar için de kullanmak niyetinde. Hyperloop One şirketinden ayrılan mühendislerin kurduğu Arrivo şirketiyle anlaşan Çin bu proje için milyarlarca bütçe ayırdı bile. “Trafiğin sonu” olarak tanıtılan projede otomobillerin manyetik tüp içinde şehir içi ve şehirler arası mesafelerde ulaşım sağlaması hedefleniyor.

Hyperloop’un ileride bütün ulaşım anlayışı değiştireceği kesin. Tüm bu gelişmelere rağmen yine de hyperloop teknolojisinin aktif hale gelerek yolcu taşımaya başlamasına en az 5 yıl olduğu söyleniyor.

 

Hyperloop’un Artıları ve Eksileri

Hyperloop’un gelmiş geçmiş bütün ulaşım araçlarından daha hızlı olduğunu biliyoruz. Tabii Musk ışınlanmayı icat edene kadar. Hyperloop’un hızını tasavvur etmek adına ses hızını hayal edebilirsiniz.

Hyperloop bugünkü tren, otobüs ve hatta uçak gibi ulaşım araçlarından daha güvenli.

Hem maliyet açısından hem de yolcular için daha ekonomik.

Geleneksel fosil enerjiden yaralanmadığı için çevre dostu bir ulaşım.

Bütün bu umut vaat eden özelliklerin yanı sıra proje profesyonel olmadığı ile ilgili eleştiriler de alıyor. Bu kadar hızlı bir aracın sorunsuz bir şekilde durması için de üstün mühendislik çalışmaları gerekiyor. Zira hyperloop bu sebeple şehir içi gibi kısa mesafelerde büyük ihtimalle kullanılmayacak.

ABD’deki arazi sorunları ve kanuni kısıtlamalar da eleştirilen konular arasında. Bazıları bu projenin başarısız olacağını düşünüyor ve buna dair somut kanıtlar bile sunuyorlar.

Elon Musk’ın asıl endişelendiği ise hyperloopu kullanacak insanların psikolojik ve fiziksel durumları. Mide bulantısı ve kusma gibi tepkilerin kaçınılmaz olması beklenirken psikolojiyi biraz rahatlatmak için kapsülün duvarlarına manzara resimleri koyulması planlanıyor.

 

Bütün eleştirilere rağmen önümüzdeki 5-10 yıl içinde tüp içinde giden trenler görmek artık sadece bilim kurgu filmlerine özgü değil gibi görünüyor.