Zenginlik kavramının değişimini hiç düşündünüz mü? Bir zamanlar zenginlik daha çok toprak üzerinde hakimiyet ile sağlanırken, günümüzde teknolojiyi üretebilen olabilmekle sağlanıyor. Fakat, her çağda zenginliğin temeli bilgiye, bilmeye ve bilgiyi işlemeye dayanıyor. İnsan ırkının dünya üzerindeki tüm zamanına yayılan bu öğrenme süreci, aslında çağ açıp çağ kapatan yegane şey.

Günümüzde yaşadığımız değişimler de büyük küçük tüm işletmeleri, devletleri ve kurumları zenginliğin temeli olan bilgiyi daha efektif kullanmaya zorluyor. Böylece, dijital dönüşüm hiç olmadığı kadar önemli hale geliyor. Yıllardır gündemimizde olan dijital dönüşüm için çalışmalar giderek hızlanırken dijital dönüşüm yatırımları yapmaya başlayan işletmelerin, kamu kurumlarının da sayısı hızla artıyor.

Dijital Dönüşüm Neden Hiç Olmadığı Kadar Önemli?

Bu soruya cevap vermeden evvel dijital dönüşümün, klasik işlerde neleri, nasıl değiştirdiğine göz atalım. Big Thinkers of 2016’da da söylendiği gibi, ‘Her iş bir teknoloji şirketidir, onlar farkında olmasa da!’

 

Teknolojilerin Yetenekleri:

Strateji ve Hedef

Yeni teknolojiler ve stratejilerle işletmeler hedeflerine yürürken doğru kararları alıp almadıklarını her adımda denetleyebiliyor. Bunu dünyanın en büyük işletmelerinden, en küçük işletmelerine kadar geniş bir skalada düşünebiliriz. Ürünleri için prototip çizimler hazırlayan büyük bir işletme düşünelim. Her mühendis aynı prototip üzerinde çalışıyor ve yaptıkları çalışmaları birbirlerine aktarmak zorundalar. Her mühendisin yaptığı ufak bir revizyonla bile diğer bütün işleri nasıl değiştireceğini hayal edebiliyor musunuz? Bu yüzden mühendisler yaptıkları en küçük revizyonda ilgili her birime tek tek revizyonları açıklamak zorundalar. Burada stratejiniz ne olurdu? Bizce, hepimizin ortak kararı işleri hızlandırmak ve iş yükünü azaltmak yönünde olurdu. Stratejimize uygun bir teknoloji ile prototipleri bulut sistemlerine depolasak ve tüm mühendisler aynı prototip üzerine çalışıp revizyonları anlık olarak görebilse işler nasıl değişirdi? Teknolojinin yetenekleri de burada devreye giriyor. Stratejiye uygun teknolojiler geliştirilebilir ve kullanılabilir hale gelmiş durumda.

 

Araçlar: Kontrol ve Değişim

Modernleşme ve teknolojilere uyum sürecinden geçen işletmeler, işlerin yapılış şekillerini optimize etmek için yeni araçlara ihtiyaç duyuyor. Kullanılan bu yeni araçlar da işletmenin kalbi olan kuralları hızla değiştiriyor. İş yapış modelleri, yöntemler ve kurallar da teknoloji ile her an optimize edilebilir kılınıyor. Yukarıda bahsettiğimiz işletmenin daha hızlı ve verimli bir üretim modeline geçtiğini kurguladık.

Şimdi de, daha küçük bir işletme olarak küçük bir kahve dükkanını düşünelim. Kahve dükkanımız internet üzerinden bir sipariş paneli veya bir mobil uygulama ile evlere sıcak kahve siparişine başladı. Siparişlerini artırmak için de dijital reklamları kullanıyor. Dijital reklamları sonucunda elde ettiği bir veriye göre, 40 yaş üstü bireyler, gün içerisinde kahve dükkanının reklamlarını görüp kahve içmeye geliyor. 18-35 yaş arası bireyler ise akşam saatlerinde gördükleri reklamlara daha yüksek tepkiler verip kahve siparişi veriyor. Teknolojinin sunduğu araçlar işletmemize kontrol ve değişim için nasıl bir rehber sunar? Günün hangi saatinde, hangi kitleyi hedefleyerek reklam çıkılması gerektiği olabilir mi? Bu sayede işletmemiz gün içerisinde bir sipariş kuryesi ile çalışırken akşam vakitleri kurye sayısını ikiye çıkararak kar edebilir mi? Toplanabilecek verilerden çıkarılabilecek onlarca sonuç var. Veri toplama ve analiz etme de dijitale adapte olmanın en büyük artılarından biri olarak görülüyor. Her zaman kontrol ve anlık olarak değişim, rakiplerinizle her an bilinçli bir rekabette kalmanızı sağlıyor. Bu sonuçlara göre gelişen ve evrimleşen kazanıyor.


Dijital dönüşüm, artık, işletmelerin dahil olup olmayacaklarını seçebilecekleri bir alandan ziyade her işin gerekliliği olmuş durumda. Global trendler, iş yapış biçimleri işletmelerin dijital dönüşüm atılımları sonucunda değişiyor. Başarılı dijital dönüşüm örnekleri, tüm sektörleri dönüştürüyor. Dijital dönüşümün artık bir tercih olmadığına, zorunluluk olduğuna ise nasıl ikna olabiliriz? Yukarıdaki başarılı örneklerin karşısında bahsedilen dönüşümleri gerçekleştirmeyen işletmeler düşündüğümüzde çıkan sonuçları hayal ederek! Rekabet şartları piyasaları belirliyor.

Hepimize yakın bir örneği düşünebiliriz: Nokia. Sektörün dijital dönüşüm yönünü takip edemediği için piyasanın en güçlü konumundan yok olma noktasına geldiğini hepimiz üzülerek takip ettik. Nokia’nın hatası neydi? Alıcı taleplerinin teknolojik değişimlere ve çeşitliliğe göre şekilleneceğini görmezden gelmek. İşletmeler, kendi iş modellerinin en iyisi olduğunu, piyasanın alışık olduğu tarza sahip olduğunu ve kuralları kendilerinin koyduğunu düşünerek yanılıyorlar. Dijital dönüşüm, sürekli gelişme ve B planı gerektiriyor.

 

 

Teknoloji, dijital dönüşüm konseptleriyle her alanın ihtiyaçlarına göre özelleşiyor. Özelleşen teknolojiler ise yepyeni konseptler doğuruyor. Bunlardan biri de insanların daha çok değil daha aktif, daha akıllı yöntemlerle çalışması. Bu yolla insanlar işleri üzerine uzmanlaşırken, işlerindeki sorunlar üzerine de uzmanlaşabilir ve her an teknoloji sayesinde inovasyonlarla gereksiz yüklerin altından kalkabilir.

Dijital dönüşüm yatırımları hem zamandan, hem maliyetten yana kazandırıyor. Hem çalışanların hem de müşterilerin memnuniyeti artıyor. Her alanın biricik sorunlarına özel biricik çözümler, teknoloji yatırımları ile işletmeleri lider pozisyonuna taşıyabiliyor. Tüm bu sebeplerden dijital dönüşüm artık hiç olmadığı kadar önemli. Dijital dönüşüm, uzun bir evrim süreci. Ve gelecekte de dijital dönüşüm yatırımını şimdiden yapan işletmelerin ayakta kalıp rekabet ettiği piyasalar göreceğimizi tahmin etmek hiç de zor değil.

 

Yazı ana görsel kaynağı