Teknolojinin her zamankinden daha büyük bir hızla gelişmesi, yatırım dünyasının kurallarını da değiştiriyor. Bir yatırımın karlı olup olmayacağını, eski kriterlerle belirlemek günümüzde yanıltıcı olabiliyor. Ciddi kazanç potansiyeli taşıyan yatırım fırsatları artık yıkıcı inovasyonla ortaya çıkıyor. Bu da ürün ya da hizmetin ilk geliştirildiği dönemde eski kriterlerle değerlendirildiğinde pek de umut vaad etmediği anlamına geliyor. Oysa çok kısa bir süre sonra bu umut vaadetmediği düşünülen ürün ve hizmetler, hedefledikleri pazarı kökünden değiştirebiliyor ve hatta diğer oyuncuları oyun dışı bırakabiliyor.
Beş yazıdan oluşan bu yazı dizisinde yıkıcı inovasyonun yatırımcılar için ne gibi fırsatlar sunabileceğini detayları ile inceleyeceğiz. Bu ilk yazımda ise yıkıcı inovasyonun ne anlama geldiğinden, tarihsel süreçlerden ve neden iyi yatırım fırsatları sunabileceğinden bahsedeceğiz.
Yıkıcı İnovasyon Nedir?
Clayton Christensen’ın “The Innovator’s Dilemma” adlı kitabında, yıkıcılığın 3 bileşeni tanımlanır. Birincisi, her pazarda müşterilerin absorbe edebileceği belli bir teknolojik gelişim düzeyi vardır. Yani tamamıyla otonom bir aracı üretseniz bile trafik, yolların durumu ve güvenli sürüş kuralları el vermiyorsa, ya da kullanıcılar mevcut özellikleri kullanacak kabiliyetlere sahip değillerse bu araçları ya hiç kullanamayacaklar ya da tam otonom özelliğinden faydalanamayacaklardır. İkinci bileşen ürün ve hizmet teknolojilerinin geliştirilme hızıdır. Bu her zaman müşterilerin adapte olabileceği düzeyin üzerinde olmak zorundadır. Bunun bir nedeni rekabettir. Bir diğer nedeni ise, her pazarda küçük de olsa bir grup müşteri yeni teknolojilere hemen adapte olur ve daha fazlasını ister. Bu iki bileşenin doğası gereği, ortalama müşterinin kullanabileceği teknoloji ile şirketlerin üretmekte oldukları yeni teknolojiler arasında bir mesafe vardır. “Sustaining innovation” ve “Disruptive innovation” arasındaki fark da bu mesafede başlar ve bu da üçüncü bileşendir.
Sustaining yani sürdürülür inovasyonu adapte eden şirketler bu aradaki boşluğu sabit tutarak, zor tatmin olan müşterileri için en iyi teknolojileri üretmeye çabalar. Zor tatmin olan müşterileri mutlu ettikten sonra, ürün ya da hizmet yayılır ve diğer müşteriler de mevcut teknolojiyi kullanabilir hale gelir. Disruptive yani yıkıcı inovasyonun getirdiği yenilikler ise, müşterilerin hali hazırda talep ettiği ürünlerin daha iyi versiyonları değildir, hatta çok daha kötü versiyonları bile olabilirler. Çoğu zaman ortada müşteri talebi de yoktur. Yıkıcı inovasyon ürün ve servislerinin alametifarikası daha pratik ve basit olmaları ve yeni müşteriler yaratmalarıdır. Yeni müşteriler yaratıldıktan sonra ürün ve hizmetler gelişim sürecine girer. Bu gelişim sürecinin bir sonucu olarak pazar da büyük bir hızla dönüşür.
Basit bir örnek: Internet
Örneğin internetin ortaya çıkmasından sonra birçok sektör hızlı bir şekilde dönüştü. En basit örneklerden turizm sektörünü ele alırsak, online rezervasyon sitelerinin açılmasından sonra sektörün işleyişinde ciddi değişiklikler olduğunu görmek mümkün. Bu değişime ayak uyduramayanlar ise piyasadan silindi. İnternetten rezervasyon yapılabiliyor olmasıyla ödeme şekilleri ve tatil satın alma alışkanlıkları ile ilgili ciddi farklılaşmalar oldu ve süreç hem müşteriler hem de satıcılar için pratikleşti. Oysa internetten önce, kimsenin internet üzerinden rezervasyon ya da ödeme yapmak gibi bir talebi yoktu. Kısacası ürün ve servislerin kolay ulaşılabilir olması, bir sektörü neredeyse kökünden dönüştürdü. İnternete adapte olamayan turizm şirketleri ise kısa süre içinde yok oldular.
Tarihsel Süreç ve Bugün
Yıkıcı inovasyon kavramı yeni popülerleşmiş olsa da, geçmişe baktığımızda tarihteki birçok teknolojik gelişmenin pazardaki ekonomik dengeleri kökünden değiştirdiğini görmek mümkün. 1800’lerde buharlı makineler, demiryolları, 1900’lerde telefon, elektrik, otomobil gibi sayısız gelişme dünya piyasalarını etkilemiş olsa da, 2000’lerde internetin yaygınlaşmasıyla ortaya çıkan yeni ürünler, hizmetler ve iş yapış biçimleri ekonomik aktiviteleri tarihte hiçbir gelişmenin etkilemediği kadar derinden etkilemeye başladı. Yıkıcı inovasyon ve yatırım konusunda danışmanlık veren şirket ARK’ın araştırmasına göre, global ekonomi, tarihin en büyük teknolojik dönüşümünü yaşıyor. Ark blockchain teknolojileri, genom çalışmaları, yapay zeka, robotik ve enerji depolama alanlarındaki gelişmelerin, tarihin en dönüştürücü inovasyonları olacağı görüşünde. Bu gelişmelerin gelecek 10 yıl içinde birkaç trilyon piyasa değeri oluşturacağı düşünülüyor. Büyük fikirler kategorisinde değerlendirilen bu gelişmeleri, yazı dizisi boyunca detaylı olarak anlatacağım. Şimdilik sadece genel bir çerçeve çizmek istiyorum.
Yıkıcı İnovasyon Neden ve Nasıl Yatırım Fırsatı Sunuyor?
Geleneksel yatırım mantığında olan yatırımcılar genellikle kısa vadeli kazançlara, para hareketlerine, sektörlere ve indekslere odaklanıyorlar. Oysa yıkıcı inovasyonun yatırım potansiyelini görebilmek sektör, market ve endüstrilerarası bir bakış açısı gerekiyor. Ancak bu sayede pazar potansiyeli ve yıkıcı inovasyonun sağlayacağı uzun vadeli kazanç anlaşılabiliyor.
İyi kazanç potansiyeli taşıyan yıkıcı inovasyonlar;
- Maliyetlerin çok hızlı bir şekilde düşmesine,
- Talebin hızlı bir şekilde artmasına neden olur.
- Sektörlerarasıdır.
- Uluslarası olmakla kalmaz, birçok coğrafyaya yayılabilme potansiyeli taşır,
- Birçok başka inovasyonu da mümkün kılar. Böylece uzun vadede de ciddi büyüme rakamlarını mümkün kılar.
Günümüzün en önemli yıkıcı inovasyon başlıkları arasında, derin öğrenme, dijital cüzdan, dijital para, pil maliyetlerinin düşmesi, otonom taksi ağları, yeni nesil gen haritaları, insan tedavisinde CRISPR, robotlarla işbirliği ve üç boyutlu yazıcılarla parça üretimi var. Bu inovasyonların her biri, yukarıda saydığımız özelikleri fazlasıyla barındırıyor. Bu nedenle de akıllı yatırımcıların ilgisini çeken alanları oluşturuyorlar. Bu gelişmelere yapılan yatırımlar, başka inovasyonları da mümkün kılacağı için aslında potansiyelleri neredeyse sınırsız denebilir. Bu teknolojilerin gelişmesinden etkilenecek birçok sektör sayılabilir, fakat henüz aklımıza gelmeyecek başka sektörlerin de bu gelişmelerden direkt olarak etkilendiğini kısa vadede gözlemlememiz mümkün olabilir.
Kısaca özetlemek gerekirse, geçmişte bir ürün veya hizmete yatırım yaparken aklımıza ilk gelen sorular, söz konusu yıkıcı inovasyon olduğunda ilgisiz kalıyor. Yukarıda bahsettiğimiz kriterler ise bu anlamda günümüz yatırımcılarına yol gösteriyor.