Dünyanın hazırlıksız yakalandığı Koronavirüs, tüm toplumlarda ve şirketlerde köklü değişiklikler yaşanmasına neden oldu. Dünya genelinde toplumların alışkanlıklarını kökten bir biçimde değiştiren pandemi ve bu olağanüstü durum bugüne kadar pek çok kişi için tabu sayılabilecek uygulamaları hayata geçirdi.
Değişen tüketici davranışlarıyla birlikte Koronavirüs sonrasında dünyada köklü değişiklerin yaşanması bekleniyor.
Pandemi Sonrası Beklenen Kısa Dönem Değişiklikler
Tüketicilerinin hayatlarında birçok değişikliğe sebep olan ve olmaya devam eden bu süreçte evde uzun zaman geçirilmesi ve ekonomik durgunluktan kaynaklanan kısa dönem beklentileri bulunuyor.
Bu beklentiler arasında; çiftlerin birlikte uzun süre geçirmesinin psikolojik etkileri nedeniyle boşanma oranlarının artması, sağlıklı yaşam/el yıkama/temizlik alışkanlıklarının devam etmesi, endişe ve korkunun geçmeyeceği düşünülerek yurtdışından alışverişlerin salgın öncesi dönemdeki sayısının çok daha altında olması, insanların fiziksel temastan bir süre daha uzak kalması, toplu taşıma ve kalabalık etkinlik alanlarına talebin az olması ve temel ihtiyaçlar dışında lüks tüketim mallarına talebin az olması, diyetisyen ve psikologlara olan talebin artması bulunuyor.
Pandemi Sürecinde Sanallaşan Hayat Tarzı ile Beklenen Kalıcı Değişiklikler
Koronavirüs süreciyle birlikte insanların dijital ortamlarda çok daha fazla zaman geçirmeye alışması ve dijital dünyanın yarattığı kolaylıklar ile birçok davranışın ve uygulamanın kalıcı hale gelmesi bekleniyor.
Beklenen kalıcı değişiklikler; dijital kullanımın artmasıyla e-ticaret hacminde, virüs öncesi döneme göre büyük bir artış beklentisi, fitness, alışveriş, çalışma, eğitim, konferans, kaynak bulma, işe alma, röportaj, mülk izleme, konserlere katılma – etkinliklerin çevrimiçi de yapılabilmesi, tüm işletmelerin e-ticaret çözümleri arayışları, online alışverişte AR & VR çözümlerinin geliştirilmesi, tüm perakendecilerin fiziksel olmayan, tamamen dijital üzerinden gelir modeli çalışmaları, dijital asistanlara ve sohbet botlarına ilginin artması , görüntülü konuşma uygulamalarına olan talebin devam etmesi, fiziksel görüşmelerin belirli kısmının online görüşmelere kalıcı olarak dönüşmesi, dijitalde üretimin artması, yeni çözüm ve içeriklerin yayınlanması, siber güvenlik konusunun ciddiyetle ilerletilmesi, olarak değerlendirilebilir.
Uzaktan Çalışma Sistemlerinde Beklenen Değişiklikler
Yapılan araştırmalara göre Koronavirüs sürecinde ofisini evine taşıyan insanlar, uzaktan çalışma ortamına geçtiklerinde verimliliklerin arttığını belirtti. Birçok uzman, uzaktan çalışma ortamlarının pandemi süreci sonrasında da devam edeceğini belirtiyor ve iş liderlerinin de yüz yüze görüşmelerin düşündüklerinden daha az öneme sahip olduğunu göreceklerine inanıyor.
Ancak bu sürecin uzaması ile verimlilik düşüşü, işten çıkarmaların artması da beklentiler arasında. Sektörel olarak farklılık gösterecek bu süreçte uzaktan çalışma sistemini benimseyecek alanlar ile, eski çalışma sistemine dönecek alanları göreceğiz.
Sanal Etkinliklere Olan İlgi Devam Edecek mi?
Koronavirüs salgını süreci öncesinde fiziksel alanlarda yapılan etkinlikler insanların ve sanat dünyasındaki isimlerin de evlerinde vakit geçirmeye başlamasıyla birlikte online ortamlara taşındı. Bu süreçte sanatçılar Instagram ve Youtube üzerinden canlı konserler verdi, influencerlar röportajlarını canlı olarak yayınladı, müzeler ve kütüphaneler online erişime açıldı.
Pandemi sonrası dönemde insanlardaki kaygı ve endişenin uzun süre devam edeceği beklendiğinden fiziksel ortamda yapılan etkinliklere talebin az olacağı ve sanal etkinliklere olan ilginin yüksek olacağı bekleniliyor.
Pandemi sürecinde hükümetlerin ve şirketlerin aldığı kararlar neticesinde öğrenim hayatı fiziksel alandan çıkıp dijital alana taşındı. Bu süreçte birçok üniversite kaynaklarını açık hale getirdi, çalışan gelişim platformları ve ücretsiz online kurslarını duyurdu.
Eğitimin dijitalleşmesiyle birlikte; hobi edinme, kültürel eğitimler, çalışan gelişim programları gibi birçok etkinliğe yönelik online çözümler geliştirilmesi bekleniyor.
Satın Alma Alışkanlıklarında Beklenen Değişiklikler
Koronavirüs sürecini evlerinde geçiren tüketiciler birçok satın alma davranışında değişiklik gösterdiler.
Bu süreçte internetten daha önce hiç sipariş vermemiş olan birçok insan bu deneyimi ilk defa yaşadı ve insanlar yeni alışkanlıklar edinmeye başladı. Markalar da bu süreçte insanların içinde yaşadıkları satın alma modelleri değiştiğinde esnek olmanın ve değişime hızlı ayak uydurmanın artı değer yarattığını gördüler.
Pandemi sonrası alışveriş ve satın alma alışkanlıklarında dijitalin yerinin büyük önem kazanması bekleniyor.
Toplum Alışkanlıklarındaki Değişiklikler
Pandemi sürecinde insanların evlerinde geçirdiği zaman ve yaşadıkları kaygı dolayısıyla toplumsal alışkanlıklarda değişiklikler meydana gelmesi bekleniyor.
Georgetown Üniversitesi’nde dilbilim profesörü Deborah Tannen göre; her şey bittikten sonra bile insanların ellerini yıkamaktan vazgeçmeyeceği ve toplum olarak obsesif kompulsif bozukluğun insanlara yerleşmesi bekleniyor. Bunun yanı sıra çok samimi olunmayan insanlarla bir araya gelinmeyecek ve insanlarda konfor kavramı daha ön plana çıkacak.
Çevrimiçi iletişimin artmasıyla birlikte daha fazla iletişim kurulacak fakat bu iletişim daha fazla mesafe yaratılmasına sebep olacak çünkü insanlar kendilerini güvende hissettikleri için fiziksel olarak uzakta olan insanlarla iletişim kurmayı tercih edecekler. Bununla birlikte insanlar yüz yüze görüşmek için ikna edilmek zorunda kalacak ve internet erişimi olmayanların dezavantajlı duruma düşmesi bekleniyor.
Sosyal aidiyet ve güven ile salgılanan oksitosin hormonu, insanlarda mutluluk hissi veren araçlardan biri. Aynı zamanda fiziksel temas da bu hormonun salgılanmasında etkili. Fiziksel uzaklaşmanın, insanlarda mutsuzluğun artıracağı da beklentiler arasında.
New York Üniversitesi sosyoloji profesörü Eric Klinenberg’e göre ise pandemi sürecinden sonra; market toplumu ve aşırı bireyciliğin sonunun geleceği, kamu malları ve kamu servisleriyle ilgili politikaların tekrar düzenlenmesinin gerekeceği, uzun vadede insanlık olarak değer kavramının öne çıkması ve insanların kendilerinin iyi versiyonlarını keşfetmeleri bekleniyor.