Buyology kitabının yazarı iş dünyasının da önemli isimlerinden olan Martin Lindstrom’un, koronavirüs hakkındaki temel soruları yaratıcı şekilde cevapladığı ve salgın sonrasındaki değişimlerden bahsettiği bir kitaptır. Kitaptan alınan önemli bilgilerin bir özeti olarak bu yazı hazırlanmıştır.
Tüm dünyayı saran Koronavirüs insan sağlığını etkilediği kadar günlük rutinlerimizi, alışveriş yapma stilimizi hatta hayata bakış açımıza kadar birçok şeyi değiştirdi. Salgın sebepli maske kullanımının yaşam tarzımızı değiştirmesinden kaynaklanan empati kaybının da olduğunu söylemek gerekir.
Martin Lindstrom empati kaybının sonuçlarını şu şekilde anlatıyor; “Çalışmalar, yüzüne botoks uygulayan annelerin çocuklarının, empati kurmayı kolaylaştıran ifadeleri göremediklerinden, anneleriyle duygusal bağlarını kaybettiğini gösteriyor.
ABD’de on binden fazla genç arasında yapılan bir araştırmaya göre, insanların empati seviyesi son on yılda yüzde 50 azalmış. Empatinin insanın bel kemiği olduğunu söyleyebiliriz. Günlük hayatımızda bunu fark edememiş olmamız salgın sürecinde bu durumu gün yüzüne çıkarmış oldu. Dünyanın her yerinde, izolasyondan kurtulmayı sevdiklerimiz ile kucaklaşmayı ve o yeşil ışığın yanmasını bekliyoruz ve tabi ki sosyal mesafe olmaksızın alışveriş yapabilmeyi… Fakat bu yeşil ışık çok yakın zamanda yanmayacak diyebiliriz.
Koronavirüs ve İş Dünyası
Koronavirüsün sadece insan duygularını etkilemediği ortada. Tüketiciler, işletmeler ve markalar için de yeni bir dünya başlıyor diyebiliriz. Markaların değişen sürece ayak uydurmaları için, davranış kalıplarının altta yatan nedenlerine, insan ruhunun derinliklerine inerek iş stratejilerini buna göre şekillendirmeleri gerekiyor. Yani önemli olan paniğin kendisine tepki vermek yerine, paniğin altında yatan nedeni sorgulayıp dengeyi kurmak gerekiyor.
Hayatımızın her alanında irrasyonel davranışlar sergiliyoruz. Günlük davranışlarımızın yüzde 85’i irrasyonel olarak sınıflandırılabilir; rasyonel davranışlara kalan oran ise yüzde 15. Şirketler bu süreçte irrasyonel davranışlarımızı doğru okuyarak panikten kaçınabilirler. Covid-19 sırasında hisse fiyatlarına baktığımızda rasyonel mi irrasyonel mi olduğunu anlamak güç. Hava ve karayolu trafiğinde ciddi düşüşler var ve petrol fiyatları eksi değerde. Oysa uçak ve arabaların tekrar çalışacağını biliyoruz ve bu araçlar yakıt kullanacak.
Bununla birlikte iş sahipleri birçok şeyi çözdüler fakat dijitali yönetmekte epey zorlandılar. Bu salgın bittiğinde çoğumuz daha büyük virüs ile uğraşacağız. Varoluş sorunsalı, işimiz ve özel hayatımızdaki amacımız olacak.
Covid-19 ve Ruh Sağlığı
Bu süreç insanların korkularını gün yüzüne daha çok çıkarmaya başladı. Salgın sürecinde yaşadığımız korkular sonraki hayatımızı doğrudan etkileyecek. Bu korkular hayatta kalma içgüdüsü ile beynimiz de amigdala korku merkezini harekete geçirdi. Yiyeceksiz kalma, unutulma ve yalnız ölme korkusuyla karşı karşıya kaldık.
Bugünün sistematik işaretleyicisinin yalnızlık, kabilesizlik ve amaçsızlık korkusunu ortaya daha çok çıkardığını söyleyebiliriz. Somatik işaretleyici kararlarımızı kontrol eden psikolojik bir süreç olmak ile birlikte güçlü duygusal bir araç. Somatik işaretleyici; hayatta yaşadığımız olumlu olumsuz birikimlerimizin bize bıraktığı işaretlerdir. Yani denilmek isteniyor ki, bu salgın bittiğinde salgın sürecinde yaşadığımız negatif somatik işaretleyiciler hayatımızın sonuna kadar bizimle olacaklar.
11 Eylül’den daha büyük sonuçları olan günlük rutinlerimizi büyük ölçüde etkileyecek olan Koronavirüs isimli negatif somatik işaretleyici ruh sağlığımızı doğrudan etkileyecek.
Bu yaşananların ruhsal sonuçlarına gelecek olursak teoride daha fazla boş vaktimiz olmasına rağmen yapılacaklar listesi giderek uzuyor ve yapmayacak hatalar yapmaya başlıyoruz. Bunun sebebi aslında tembellik değil değişen, ufak görünen rutinlere ayak uydurmaya çalışırken ‘’çuvallamak’’.
- Daha kilolu olacağız;
2020’nin son birkaç ayında almağımız kadar kilo aldık ve bu eğilimin değişimini gösteren hiçbir şey yok. ‘’Anlamsızca yemek’’ deniyor. Koronavirüs sonrasında yemek ve beraberinde gelen her şey artış gösterecek
- Boşanmalar Oranları;
İzolasyon başladığından beri ABD eyaletlerinde aile içi şiddet 3 katı arttı. Bunun sebebi aile yakınlığın artması rutinlerden uzak kalmak.
Bütün bunların sonunda hayata dair daha farklı bir görüşe sahip olacağız. Bu dönemde bunları düşünmeye oldukça zamanımız oldu. İnsanlar olarak toplumdaki rolümüzü de güncelleyeceğiz. Paraya bakış ve algılayış biçimimiz değişecek. ‘’Eğer kullanamayacaksam ne değeri var’’ diye soracağız. Arkadaşlarımızla ailelerimizle daha kaliteli vakit geçirip hayatımızı şu ilkeye dayandıracağız ; ‘tek bir hayatım var öyleyse neden heba edeyim.’
Covid-19 Döneminde Yeni Dünya Düzeni
Bu dönemin kurbanları, havayolları, alışveriş merkezleri, konserler, spor salonları yani kalabalık gerektiren her türlü ortam olacak. Hayatımızın daimi güvenilir olduğu düşünülüyordu ama negatif somatik işaretleyiciler sayesinde değişecek ve dönüşecekler. Bu mekanları ne kadar seversek sevelim alışveriş şeklimizden, asansör düğmesine,soyunma kabini kullanımımıza kadar değişecek. Bunlar değişecek dünyanın basit bir kısmı, bir de paradigma değişim kısmı boyutu var. Örneğin; siyasi yürüyüşler gibi. Alışveriş merkezleri, mağazacılık fonksiyonları Koronavirüs ve değişen günlük rutinlerimizden kaynaklı dijitale dönecekler. Hakim olduğu alan tamamen yeniden tanımlanacağından eski endüstriler çökecek.
2009’da H1N1 virüsü yayıldığında bu kadar küresel bir panik olmamıştı. Şu anda elimizdeki telefonlardan sürekli açık haber kanallarından kaynaklı bu küresel kriz havası normal geliyor. Şu dönemde Netflix’te Outbreak, Black Mirror, The Rain gibi dizilerin hepsinin bugüne benzer konusu var. Koronavirüs daha çıkmadan bizi bu panik durumuna hazırlayan amigdalarımızı uyaran birçok fragman izledik. Bu salgında H1N1 gibi geçip gidecek fakat korkutucu gerçek şu ki bu virüsün duygusal etkisi bilinçaltımıza ulaştı ve bir dahaki sefere kısa yolu daha kolay şekilde bulacak.