Son zamanların klişe bir cümlesi var: “Dünyanın en büyük konaklama şirketi Airbnb’nin bir tane bile oteli yok, yine dünyanın en büyük ulaşım şirketlerinden biri olan Uber’in kendine ait bir aracı bile yok.” Bu cümleyi hem sunumlarda hem de sosyal medyada sık sık görüyor olmalısınız. Teknolojik gelişmelerin iş yapış biçimlerini değiştirdiği aşikar. Yakın gelecekte her şey daha da değişecek gibi görünüyor. Çünkü Elon Musk’ın yakın zamanda paylaştığı bir twitte iddia ettiği gibi otonom, yani sürücüsüz araç sahibi olduğunuzda, siz gece sıcacık yatağınızda uyurken, arabanız kendi kendine taksiye çıkıp size para kazandırabilecek. Yani bir şoför işe almadan, taksi hizmeti verebilirsiniz! İmkansız gibi görünüyor değil mi? Aslında bu değişim beklediğimizden de hızlı yaşanabilir. Elon Musk ise çok iddialı. Bugün otonom bir araca yatırım yapmanın ileride çok iyi geri dönüşleri olacağını söylüyor ve ekliyor;

“Çok kısa süre sonra, otonom araç sahibi olmamak, araba yerine ata binmek gibi olacak.”

 

Otonom Araba Fikri Ne Zaman Ortaya Çıktı

Aslında arabaların ortaya çıktığı tarihten beri insanoğlu otonom arabaların hayalini kuruyor.

1950’lerde başlayan araştırmalardan sonra ilk kez 1980’lerde sürücüsüz araç denemeleri yapılıyor ve başarılı oluyor. Elbette bu araçlar bildiğimiz arabalardan değil, daha küçük ve basit araçlar. Bugünün teknolojisi ise, otonom araçların çok kısa süre sonra hayatımıza gireceğinin sinyallerini veriyor.

Peki otonom araç dendiğinde ne anlamamız gerekiyor? Aslında araçlar otonom ve otonom olmayan diye ikiye ayrılmıyor, otonomluk dereceleri var. NHTSA (The US National Highway Traffic Safety Administration) dünya çapında otonom araç denilince ne anlatılmak istendiğini standardize edebilmek için seviye sistemini getirmiştir.

 

 

Buna göre;

Seviye 0 – Otomasyon yok. Sorumluluğun tamamı sürücüye ait, bu bizim tarihten beri  kullandığımız sıradan araçları içeriyor.

Seviye 1 – Sürücü asistanı sayesinde sürücü hız sabitleme, şerit takibi konularında kontrolü kısmen bırakabiliyor. Günümüzde birçok araçta bulunuyor.

Seviye 2 – Kısmi otonom – Sürücünün aracın sürüşünü kısa bir süreliğine tamamen bırakabildiğin seviyedir. Bu kategoride General Motors’un Super Cruise modeli ve Tesla’nın Model S, X ve 3’ü örnek verilebilir.

Seviye 3- Koşullu otonom – Araçta bulunan sensörler sayesinde sürat ve yön gibi unsurların araç tarafından komut alınmadan yapılabildiği seviyedir, sürücü yine de hazırlıklı olmalıdır. Audi A8 bu kategoriye girebilir.

Seviye 4- Yüksek otonom – Sürücü tamamen serbesttir. Harekete geçme, sürüş ve park etme konularında araç kendi kendine hareket edebilir. Araçta pedal bulunur. Sürücü tüm bunlara rağmen tetikte olmak zorundadır. Bu seviyede henüz kullanıcılara sunulan bir araç yoktur. Honda, Lyft, Uber ve Google’ın çeşitli çalışmaları bulunmaktadır.

Seviye 5- Tam otonom – Sürücü artık yolcu konumundadır. Pedal ve direksiyon bulunmaz. Araç yolcuyu istediği yere götürür. Nuro adlı şirket şu anda küçük araçlarıyla test sürüşleri yapmaktadır. Araçlar henüz insan taşımamakta sadece bir kurye gibi teslimat yapmaktadır.

Hem Otonom Hem Elektrikli Araçlar

Elektrikli araç deyince akla ilk gelen Tesla oluyor. Hayatı boyunca benzinle çalışan arabalara binmiş birisi için, bir Tesla’ya binmek çok önemli bir farkındalık, zira akaryakıt yerine elektrik kullanılıyor olmasının yolculuk etme deneyimini ne kadar etkilediğini tüm bedeninizde hissedebiliyorsunuz. Teknolojik alt yapısından da öte, diğer tüm araba üreticilerini korkutan da bu deneyim. Türkiye’de sayısı az olsa da, İstanbul’da bir Tesla görmek sürpriz olmaz. Her ne kadar kısmi otonom özelliği sadece otobanda kullanılabiliyor olsa da, ki bunun nedeni İstanbul’un ara cadde ve sokaklarının sürekli değişime uğruyor olması, yine de ülkemizde de bu araçlardan mevcut. Norveç’de ise Tesla’nın Pazar payı %31’e ulaşmış durumda. Bu diğer akaryakıt ile çalışan araçların toplam Pazar payından daha yüksek bir rakam.

Evet, bugün Tesla’nın tam otonom bir aracı yok, ama şirketin mottosu ‘Future of Driving’ yani ‘Sürüşün Geleceği’. Tesla mottosunun altını çok iyi bir şekilde dolduruyor ve bize diyor ki, bugün ürettiğimiz araçlar, yarın gelişecek olan teknolojilere adapte olacak şekilde tasarlandı. Yani bugün aldığınız bir Tesla tam ya da yüksek otonom özelliğine sahip olmayabilir, fakat donanımı gelişecek olan bu teknolojiye uygun. Yani yazılımlar geliştiği anda tek yapmanız gereken aracınızın yazılımını güncellemek olacak. Elon Musk bu yüzden diyor ki, Tesla almak çok iyi bir yatırımdır, ve yapay zeka geliştikçe satın aldığınız araçların değeri de artacaktır. Elbette bu akaryakıt ile çalışan diğer araçlar için ulaşılması çok zor bir esneklik. Biliyoruz ki, BMW gibi Audi gibi şirketler de bu teknolojileri adapte edebilmek için çalışmalar yapıyorlar. Otonom ve elektrikli araçlar için dünya çapında Tesla dışında da büyük yatırımlar yapılıyor. Örneğin Five AI adlı, İngiltere’de bulunan bir şirket yaklaşık 13 milyon Sterlin devlet desteği almış. Bunun yanında Google’ın, Waymo projesine 1.1 milyar dolar harcadığı söyleniyor.

Aplikasyonlar, Otonom Sürüş ve İnsan Faktörü

Başa dönecek olursak, teorik olarak otonom aracınızın siz evde uyurken taksiye çıkması mümkün. Bir önceki paragrafta belirttiğimiz Uber Volvo işbirliği ise tesadüf değil. Uber’in tüm araç filosunu otonom araçlardan oluşturmak gibi bir hedefi var. Böyle bir durumda, aracınızı Uber’e ya da belki de bugün hiç olmayan başka bir platforma kiralama şansınız olabilir. Bu araçların elektrikle çalışması, bir şoföre ihtiyaç duymaması ulaşım maliyetlerini düşürür mü ön görebilmek zor. Bu gelişmeler, cebimizden hiç para çıkmadan, sponsorlar eşliğinde ulaşım sağlamamızın önünü bile açabilir. Ayrıca, insanların bilgisayar üzerinden evden çalıştığı, alışverişi internetten yaptığı bir dünyada belki de bu araçlar insan ulaşımından çok, ürünlerin insanlara ulaşması için çalışırlar.

Endüstri 4.0, teknolojik gelişmeler ve yapay zeka ile ilgili gelişmelerin hızı göz önüne alındığında, yakın gelecekte insanın hayattaki rolünün epey değişeceğini öngörmek herhalde yanlış olmaz. Bu rolün ne olacağını henüz kestiremesek de, ne olmayacağını yavaş yavaş öğreniyoruz. Aynı at arabası kullanan insanlar gibi, araba kullanan insan da bir süre sonra tarihe karışacak gibi görünüyor. Yakın gelecekte, otonom olmayan araçları kullanmak nostaljik bir aktiviteye ya da bir hobiye dönüşebilir.